Rüzgarların adası Mykonos

Maria’nın günlüğünde bu hafta Mykonos ‘a kadar uzanalım mı? Son yazdığım Maria’nın Tencereleri kitabımın imza günü için Mykonos Kadınlar Derneği beni davet etti. Böyle bir daveti kabul etmemek mümkün mü? Zaten uzun zaman olmuştu Mykonos’a gitmeyeli.

İstanbul’dan Atina’ya Türk Hava Yolları ile vardım. Atina Elefterios Venizelos havaalanında iki saat vakit geçirdikten sonra Volotea Hava Yolları ile 60 Euroluk biletle Mykonos’a uçtum .

Havaalanında dernek başkanı ve yönetim kurulundan 4 kadın beni karşıladı. Otelime yerleştikten sonra tanışmalar, kucaklaşmalar ve beş günlük Mykonos ziyaretimin programını yapmaya başladık.

Tek istediğim Adanın eğlence kısmını değil Mikonos halkının yaşamını sürdürdüğü mekanları, yöresel ürünleri ve mutfağı tanımaktı. Adanın turistik ve eğlenceli tarafını daha önceki yolculuklarımda zaten tanımıştım.

Adanın merkezi Hora olarak adlandırılıyor

Yalnız Mikonos değil bütün adaların merkez köyleri (başkentleri) Hora olarak adlandırılıyor.

Kalacağım otel merkeze 10 dakika yürüyüş mesafesinde Elena idi. Adanın bütün evleri gibi bembeyaz, her tarafı begonvillerle örtülü, sadeliği içinde çok şık bir aile işletmesiydi. Sürekli mis gibi bisküviler, börekler fırında piştiği için vanilya kokusu otelin her tarafına yayılmıştı.

Otelden çıkıp birkaç merdiven inip Matogianni sokaklarına vardığınızda sizi çok şık, hepsi birer sanat eseri gibi yan yan dizili ufak ufak dükkanlar karşılar. Şık butikler, cafeler, mücevher ve souvenir satan mekanlar, lokantalar, hepsi yanyana.

Ara sokaklarda yürürken, Tom Cruise, Jennifer Lopez veya Jeff Bezoz’la karşılaşabilir, hata selamlaşırsınız bile çünkü, yollar dar ve kalabalık.

Matoggiani’den sonra sahile doğru yürüyüp Mikri Venetia’da yani küçük Venedik’te Katerina Bar’ın tek masalı balkonunda oturup güneşi bir kadeh şarap eşliğinde batırabilirsiniz. Üstelik karşınızda meşhur Mykonos değirmenlerini seyrederek…

Daracık bembeyaz kireçle boyanmış taşlar ve evler arasındaki sokaklarda yürüyebilmeniz ve Mykonos’un ara sokak güzelliklerini keşfetmeniz için mutlaka düz ayakkabı tercih etmeniz gerekiyor.

Restoranlar o kadar çok fazla ki seçim yapmak çok zor. Yine de yerel halkın tercih ettiği birkaç önerim olacak .

To kafeneio tou Bakogia  mezeler için, Maereio ev yemekleri için, Phoebus dinlendirilmiş balıklar ve çeşitli salatalar için.

Otiapomeine ,Limnios (Delos adası manzaralı)Kerteri (et ağırlıklı) Tabii ki Nusret’i unutmamak gerek. Biraz pahalı olabilir ama bizim çocuk sonuçta. Altın kaplamalı bir bonfilesini yemezseniz bile çayını içmek için bile gidilir dükkanına. Mykonos’a tepeden kuş bakışı bakan dükkanı şahane.

Gece hayatı için her köşe misafirleri bekleyen kulüpler ve barlarla dolu.

Sabah saatlerinde herkesin uğrak yeri fırınlardır. Börekler ve çöreklerin lezzeti bir başka oluyor adada .

BBC nin hazırladığı bir belgeselde seyredebileceğiniz o Fournos tou Giora 1420’de odun fırınını yakmış ve o gün bugün hiç söndürmemiş. Adanın en meşhur fırınıdır.

Bougatsa me krema (tatlı kremalı börek, Laz böreğine benzer) belki Selanik’teki kadar özel olmayabilir ama yine de kahvaltı için çok iyi seçenek.

Koutsoukos fırını da çok iyi bir seçenek.

Kiklamino pastanesinden amigdalota, yani badem ezmeli tatlı almayı ihmal etmeyin.

Super Paradise en meşhur plaj olabilir ama Kalo Livadi, Psarou çok popüler.

Elia (zeytin demek) daha çok çıplaklar kampı ile meşhur bir plaj. Ama adanın en uzun sahili olduğu için çıplaklar kampından belirli mesafede muhteşem bir plaj. Lokantalar ve her türlü deniz sporu yapabileceğiniz aktiviteler bulunuyor.

Müzik gürültüsünden uzak ve ekonomik plajlar arıyorsanız Agios İoannis, Ai-Haralambis,Agios Stefanos var.

Adanın güneyinde Ornos, Platis Gialos ve benim sevdiğim bir plaj Paranga.

Altmışlı yıllarda çiçek çocuklarının keşfettiği Agios Sostis sahili hala gidilecek plajlar arasında.

Panormos, Lia, Kapari, sakin plajlar ama biz windsurfing yapacağız derseniz kesin Ftelia sahiline gitmelisiniz.

Adada mesafeler kısa olduğu için gideceğiniz yerler en fazla 3-14 km arası. O yüzden araba kiralamaya hiç gerek yok. Hele taksiye binmeye kesinlikle ihtiyaç yok çünkü, çok pahalı ama otobüsler sizi istediğiniz her yere götürebilirler ve çok sık seferleri var.

Rüzgarların adası olarak da bilinen Mykonos’a gitmişken aşk, güneş ve müzik tanrısı olan Apollon’un  adasına gitmemek olmaz .

Delos adası Yunanistan’ın en önemli arkeolojik kalıntıların bulunduğu yerlerden biridir. Mykonos’tan 6 deniz milli mesafede ve her gün eski limandan kalkan seferlerle 30 dakikada Delos’a gidebilirsiniz.

Gidiş dönüş ücreti bu sene büyükler için 25, küçüklere 12 Euro, 5 yaşına kadar ücretsiz. Adaya giriş ücreti 12 Euro, çocuklara yarı fiyat.

Son tekne saat 17.00’de  dönüş yapıyor. Bazı günler akşam 20.00’de ve ada ondan sonra misafir kabul etmiyor.

Ancak aşırı rüzgâr olan günlerde tekneler kalkmıyor.

Delos’a giderken yanınıza su veya acıktığınızda bir şeyler atıştırmak için sandviç, bisküvi gibi bir şeyler alabilirsiniz. Çünkü adada bir müze ve suvenir satan ufak bir dükkan var ve bazen orada kuyruklar oluşabiliyor.

Aslanlar caddesinde yürürken I.Ö 7. y.y.dan kalma 16 Aslandan yalnız 5 tanesinin ayakta kaldığını göreceksiniz. Üçü yarı yıkılmış durumda, diğer sekizi ise ya yıkılıp toz oldu veya bir koleksiyoncunun evini süslüyor.

Enerjisi çok yüksek olan Delos adasında kan renginde göleti geçtikten sonra antik tiyatro kalıntıları ve çok sayıda muhteşem güzellikte mozaikler görebilirsiniz.

Topladığınız bol enerjiyle Delos’u terk ettiğinizde Mikonos’un canlı, eğlenceli partilerinin durmaksızın devam eden gece ve gündüzlerine katılabilirsiniz.

Veya benim yaptığım gibi peynir atölyelerine, zeytinyağı ve şarap degustasyonlarına, kromidopita (adanın yöresel soğanlı böreği) veya kopanisti peyniri yapımına katılabilirsiniz.

Sanatseverseniz dünyaca ünlü ressamların ve heykeltraşların sergilerini  ziyaret edebilir ama yöresel yemeklerin peşindeyseniz eğer adaya özel lezzetlerin peşine düşebilirsiniz .Mostra, louza, kopanisti, huhuliani (deniz salyangozu) maratokeftedes, melopita, kromidopita, rafiolia, hele skaros balığı yemeden adadan ayrılmayın derim .

Maria’s 2: Marathokeftedes

Malzemeler

Bir bağ maratho (arapsaçı)70-80 gr. kıyılmış

Bir bağ taze soğan ince kıyılmış

1 çorba kaşığı rezene tohumu havanda dövülmüş

2 yumurta

Bir fincan lor peyniri tuzlu

Bir fincan beyaz peynir ufaltılmış

200 gr kadar irmik

Az zeytinyağı 2 ç.k.kadar

Tuz karabiber

Kızartmak için un ve sıvı yağ

Yapılışı

Derin bir tavaya zeytinyağını koyup taze soğanı, arapsaçını, rezene tohumunu iki üç dakika soteliyoruz. Bir kabın içine soğumuş malzemeyi koyup üstüne bütün kalan malzemeleri ekliyoruz. Güzelce yoğurup una buluyoruz ve kızarmış yağda kızartıyoruz yanına köy yoğurduyla servis edebiliriz.

Maria Ekmekçioğlu

Paylaş

Son Yazılanlar

Emeklilik bahçesinin olasılıkları

Akıllarının nazlı ilgisine iliştirilecek bir kelebek başlık arayan gözlere, ciddi konuları emanet etmek cesaret ister. Kelebek başlıklar nereden aklıma esti bilmiyorum; çevredeki her şeyden ayrı

Ali Rıza Dayı

Daima şık, bakımlı ve güler yüzlüydü. İnsanlarla etkileşimde olmayı sever, sohbetten hoşlanırdı. Lafı uzatmayı sever, biraz çok konuşurdu. Saçları vaktinde briyantinliydi ama jöle çıktıktan sonra

Sporda fair play woke kültür saldırısı

Ben lisedeyken atletizm takımındaydım. Yüksek atlama, uzun atlama, üç adım uzun atlama, sprint kategorilerinde vasat bir performansım vardı. Hâlâ atletizmi çok severim, Diamond League, Dünya

Sokaklarımızın sahip olduğu gizli hazine

Türkiye’nin sokakları, sadece insan kalabalığıyla değil, benzersiz tatlarla da dolup taşıyor. Her köşe başında, her kaldırımda bir lezzet durağına rastlamak mümkün. İstanbul’da simit kokusu eşliğinde

Sanatın problemi sermaye ile olan ilişkisi

Çağdaş sanatçılarımızdan hiç kuşkusuz en yaratıcı ve önemli isimlerden biri Ali Alışır. Sadece biz değil, dünya da Alışır ve eserlerini keşfediyor. Ali Alışır’ın “In Motion”

Rodos’tan Karpathos Adası’na

Uzun zamandır Rodos Adası’na ufak bir tatil yapmak için fırsat bekliyordum. Rodos’un Lindos köyünde, Akropolis’in tam altında butik oteli bulunan 20 senelik arkadaşım Melenos beni

Eylül ayında dengeler bozulabilir

Borsa İstanbul geçen haftayı yüzde 1.71 artı ile 9833 puandan kapattı. Gram altın yatay bir hafta geçirdi ve 2741 TL ile kapanış yaptı. Ons altında