Çevremizde 50 yıllık evli bir çift gördüğümüzde bu kadar uzun bir ilişki nasıl yürütülür diye şaşırdığımız bir gerçek. Sizce neden şaşırıyoruz? Bu çift neden bu kadar özel ve her şeyden önemlisi bu işin sırrı ne? Aslında bu çift, hiç tartışmadıklarından veya harika cinsel hayatlarından veya iyi şanslarından ötürü 50 yıl evli kalmıyor. Yıllar boyunca evli kalmalarının sebebi birbirlerini iyi tanımaları ve birbirlerinden hoşlanmaları.
Partneri tanımak çok önemli
Yeni bir ilişkiye başlayan çiftlerin ilk görevi işte bu olmalı. Partnerini gerçekten tanımak çok önemli. Emin olun, partneriniz hakkında bildikleriniz her zaman bilmediklerinizden daha az olacaktır. Çiftlere bunun öneminin farkındalığını ilişki boyunca devam ettirmelerini öneriyorum.
Bunu şöyle de açıklayabiliriz: hayatınızı birisi ile geçirmeye karar verdiğinizde ona iç dünyanızın bir haritasını da veriyorsunuz. İç dünyanız tabii ki geçmişten gelen anılarınız, şu anki hayatınızın detayları, gelecek için ümitlerinizi barındıran komplike bir dünya. Hem en derin korkularınızı hem de en büyük hedeflerinizi barındırıyor. Ama genel olarak ilişkilerde partnerlerin birbirlerine sundukları haritalarının sadece kurşun kalemle yazılmış bir deneme olduğunu gözlemliyoruz.
Önce kendi haritanızı hazırlayın
İşte, yeni çiftlerin görevi ve hedefi bu haritaları bilinçli olarak detaylandırmak olmalı. Birbirlerine iç dünyaları hakkında doğru ve dürüst olarak paylaşımları olmayan çiftlerin, hayatın dönemsel değişiklikleriyle başa çıkmakta da oldukça zorlandıklarını görüyoruz. Pandemi döneminde olduğu gibi hayatlarımız ani ve dramatik olarak değişebiliyor. Sizin aşk haritanızı hazırlarken ilk adımınız öncelikle bu ilişki öncesindeki kendi haritanızı hazırlamak olmalı. Kendi hikayenizdeki engeller, Sizi Siz yapan hayat olayları ve kararları nelerdi? Kendi hikayenizin farkında olmanız Yeni partnerinizden hayatta cevaplayamadığınız tüm sorularınıza
çözüm olma beklentisine girmemenizi sağlayacak. Zaten ilişkilere daha başında çomak sokan konu bu büyük beklentiler değil mi?
İlişkiye bu beklentileri yüklemek yerine şu 3 soruya cevap verin:
* Beraber bir takım olarak hayatı paylaşabiliyoruz musunuz? Daha iyiye gidebilir mi?
* Bu ilişki şu ana kadar başarısız olanlardan nasıl ve neden farklı?
* İlişki sırasında yaşanabilecek olumsuz hayat olaylarına karşı yeterince kuvvetli misiniz?
Bu tür sorularla beraber birbirinizle paylaştığınız ayrıntılar bir araya gelince aşk haritanız detaylanıyor olacak. Ayrıntılar derken “en sevdiğin tatili anlat, “herkesten gizlediğin bir hedefin mı”, “en sevdiğin kitap hangisi” gibi soruların cevapları müthiş öykülerin paylaşılmasını sağlayacak.
Zaten ilişkilerin olmazsa olmazı kaliteli bir cinsel yaşam için öncelikle sevgi ve anlayışa dayalı, kaliteli bir beraberlik gerekiyor. Her zaman eşler arasındaki iletişimin önemini vurguluyoruz. Çift olarak başvuran hastalarımızın rahatlıkla kendilerini ifade edemediğini görüyoruz. Erkekler bir defalık başarısızlıkta “tekrar yaşar mıyım?” endişesiyle mahcup olup eşlerinden uzaklaşıyor. Bu durumda kadın eşi için “Beni artık beğenmiyor” veya “Dışarıda bir ilişkisi mi var?” diye endişeleniyor. Kadın cinselliği paylaşırken içinden geldiği gibi davranmıyor, kocası ne düşünür diye korkuyor. Kocası da bunları nerden öğrenmiş olabilir diye düşünebiliyor. Yani hem kadın hem de erkek birbirlerini yanlış değerlendirebiliyor. Duygu ve düşüncelerin açıklıkla ifadesine alışkın yani “Aşk Haritaları”nı hazırlamış olan çiftler için bu sıkıntılar zaten en baştan doğru iletişimle çözüme kavuşuyor.