Şimdi anlıyorum seni. Bu dünyada yaşamanın, nefes almanın, çaresizce seyirci kalmanın ne kadar zor olduğunu şimdi anlıyorum. Yıllardır doğada var olan kavga, açlık kavgasıydı. İnsan açtı, hayvan açtı ve birbirine saldırdı. Sonra siz insanlar bir karış toprak için birbirinize saldırdınız, aç gözlülüğünüzden elinizdekiler yetmedi yetemedi.
Biz mi? Biz dünyayı kendimizin gördük.
Sokaklar evimizdi. Ormanlar, dağlar, tepeler, okyanuslar, denizler bizimdi. Kimimiz daha şanslıydık, evlerde yaşadık. Hatta bize pet diye havalı bir isim de taktılar. Pet shoplar, pet kuaförler…
Biz bir anda sizinle bir dünya oluşturduk. Sanki biz hayvan değildik. Yok, yine konuyu dağıttım. Ama ne vardı biliyor musunuz? Bazı hayvan dostlarımız dışında en önemlisi biz sokaklarda özgürdük.
– Ben bizimkiyle geçirdiğim hayatıma yüzlerce, binlerce kez teşekkür ediyorum. En çok sevilen kedi seçilse, kesinlikle ben olurum. – Toprak ananın bizi kucakladığını düşündük. Ve sokaktaki, evdekine senin rahatın iyi diye saldırmadı. Bizde mülkiyet yoktu, hani sizin o gözünüzün döndüğü mülkiyet.
Ama bugün Gebze’yi gördüm, duydum. Ve insan olmadığım için binlerce kez mutlu oldum. İnsanlık buysa, ben hayvanım. Bildiğin bir kedi Eflatun’um. Bizimkinin gözlerinin içine baktım. Seni anlıyorum demek istedim.
İnsanlık buysa, insanlık bunlarla bir arada yaşamak, aynı havayı solumaksa ben de utanırım insan olduğumdan.
O poşetleri nasıl attınız? Akşama eve gidip nasıl uyudunuz? Evde çocuğunuz varsa o ellerle onun başını mı okşadınız? Toprak kavgası mıydı? Sokakta köpekten, kediden korkanlar için miydi? Açlık için miydi? Gerçekten ne içindi? Yıl 2024.
Ve Gebze’de bir katliam yaşandı.
Yüreği yananlar için çok üzgünüm. İnsanlığın adı lekelendi. Bu olaya imzasını atan, tanık olan, zehri atan, poşeti çöpe atan… Hepinizi gerçekten hepinizi görmek istiyorum. O ellerle mi devam edeceksiniz hayata?
Aslında olayın tanığı kim? Hepiniz. Instagram’da, Facebook’ta… orada burada paylaşım yapan hepiniz. İnanın, daha önceki yazılarımı özlüyorum. Hani, Uzun’u anlattığım, evimizde olan biteni anlattığım, dedikodu yaptığım yazılarımı. Ama olmuyor işte, insanlığın geldiği son nokta buysa, bu kedi Eflatun artık ne yazsın?