Günlerdir hatta aylardır nefessiz bir çabayla uğraşıp sizi bu şıkır şıkır site ile buluşturan Füsun ve Mine ile bir kahve içimi, sonu denizlere çıkan bir köşebaşında bir araya geldiğimizde laf lafı açtı. Sokakların aslında hayatımızın ta kendisi olduğunu konuşurken bir sokak da burada olsa dedik. Ve elimizden, dilimizden geldiğince o sokakta buluşalım istedik…
O nedenle sokakları var edenlere, kullananlara, sevenlere, çıkanlara, yürümekle eskimeyecek olan sokaklara, seslerini başka seslerle sokaklarda buluşturanlara, sokakları sevenlere bir selam çakarak başlayalım söze…
Sokaktaki insanın konuştuğu 5 bin lira
Mesele büyük… 5 bin lira… 5 bin lira deyip geçmeyin…
Bazıları, ‘Emekliye bir kereye mahsus 5 bin lira vereceğiz, yaralarına merhem olacağız, onları rahatlatacağız’ dendiğinde, ‘Sadaka veriliyor’ dediler…
Benim yaşım yarım yüzyıl civarında olduğu için ve hasbelkader sigorta primleri zamanında yatırılmış biri olarak emekli olabilmiş biriyim… Hal böyle olunca ne yana dönsem bu 5 bin liralarla ilgili bir şeyler duyuyorum.
Sanki bütün dertlerimize derman olacak, evin bütün eksiklerini giderecek, ertelediğimiz tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacak gibi onu bekledik, bekliyoruz… Ama ne oldu, önce Haziran ayında ‘emekliye kademeli zam yapacağız’ diyen hükümet bu sözü unuttu. Hiç olmamış gibi davrandı. Emekli dernekleri aylarca ‘madem iyileştirme yapılmadı’ Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle 10 bin lira ikramiye verilsin diye açıklamalar yapt, her kapıyı çaldı…
Artan ısrarlar, muhalefetin desteği ve yapılacak yerel seçimleri gözününe alan hükümet nihayet bir kereye mahsus olmak üzere emekliye ikramiye vereceğini ‘müjdeledi’… Ama ne müjde…
Bu müjdenin üzerinden aylar geçti ben diyeyim üç, siz deyin beş ay, bu arada enflasyon her ay yükseldikçe yükseldi, fiyatlar arttıkça arttı. Neredeyse bu 5 bin liranın alım gücü sokakta, pazarda 3 bin liraya düştü. Ama ne gam… 5 bin lira 5 bin liradır.. Hâlâ yatırılmadı ama olsun… Belki yarın belki yarından da yakın bir zamanda yatırılacak hesaplara. Ama her emekliye değil…
Çünkü bütçe her emekliye 5 bin lira ikramiye verecek kadar geniş değil. Bütçe dar. Söz konusu emekli ve çalışan olunca bütçe hep dar zaten.
Sonra da formül bulundu: Bazı emekliler çalışıyormuş, bazılarının başka gelirleri varmış o nedenle yalnız çalışmayan emekliye verilecek bu 5 bin liralar…
Haa bu arada çalışıyor ama destek sigortası yatırmıyorsanız, yani kayıt dışı çalışıyorsanız o zaman sorun yok, 5 bin lira ananınızın ak sütü gibi helal…
Emekli önce ikiye ayrıldı sonra daha çoka…
Karar açıklanır açıklanmaz bazı kendini bilmezler bu Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı, her yurttaş yasalar karşısında eşit filan dediyse de duyan, dikkate alan olmadı çünkü zaten artık Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri bile birer zanlı.
Biz kendi meselemize dönecek olursak, yani sen önce öyle bir sistem yarat ki insanlar 20 yıl çalışsın ama emekli olduğunda geçinecek kadar emekli aylığı alamasın, çalışmak zorunda kalsın sonra da onları çalışan-çalışmayan diye ayır.
Oysa çalışan emekli ödediği destek primiyle zaten alacağı 5 bin liralık ikramiyenin önemli bir bölümünü devlete ödüyor zaten…
Korkarım, yarın emekliyi ya da başka herhangi bir kesimi çalışan ya da çalışmayan olarak ayırmak yetmeyecek, memleketine göre, saçının rengine göre yani canı neye göre isterse ona göre ayırmaya başlayacak… Ya da da direkt ‘canı istediği ve istemediğine’ göre ayıracak insanları…
Hangi emekli almayacak?
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerine göre temmuz ayı itibarıyla dul ve yetimlerle birlikte toplam emekli sayısı 15 milyon 467 bin, dosya bazında emekli sayısı ise 14 milyon 667 bin kişi. Emeklilerden 1 milyon 776 bini sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam ediyor.
Ayrıca SSK, Bağkur veya Emekli Sandığı’ndan emekli olduktan sonra Bağkur’a tabi olarak çalışmaya devam eden kişiler de bulunuyor. Bağkur’lu olarak çalışmaya devam eden emeklilerden sosyal güvenlik destek primi alınmıyor ancak bunların çalışmaya devam ettikleri SGK’ya bildiriliyor. Bu şekilde emekli olduktan sonra fiilen çalışmaya devam edenler 5 bin liralık ödemeden yararlanamayacak.
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın yaptığı bir açıklamada da özetle 12,2 milyon emeklinin ikramiyeden yararlanacağı dile getirilmişti. Emekli oldukları kurumların yanı sıra çalıştıkları kurumlarda munzam sandıkları bulunan ve oradan ayrıca aylık alan emeklilere de 5 bin lira ikramiye yok. Diğer yandan emekli olduğu halde tarımla uğraşan, az da olsa üretim yapan Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydı bulunan çiftçiler de ikramiyeden yararlanamayacak.
Dul ve yetimlere de azar azar
Dul olup çocuğu olmayanların yüzde 75, dul olup çocuğu olanların yüzde 50, yetim olanların ise yüzde 25 oranında ikramiyeden yararlanması bekleniyor. Buna göre çocuklu ve dul olan vatandaşların ödemeleri 2 bin 500 lira, yetim ödemesinin bin 250 lirada kalacağı belirtiliyor.
Bu arada hayat pahalılığı hepimizin malumu ama en taze açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını da hatırlatmak isterim ki bu üstünde bir yıldır konuşulan ve yılın bitmesine sayılı günler kalmasına karşın hâlâ emekliye verilemeyen bu miktarın ne kadar olduğu iyice anlaşılsın.
Ülkedeki en büyük işçi sendikaları konfederasyonu Türk -İş’in yıllardır yaptığı açlık yoksulluk araştırmasının ekim ayı sonuçlarına göre, ülkede gıda enflasyonu yüzde 84, 29 ile altı yılın zirvesine çıktı. Yani 100 liraya alınan bir gıda maddesini ekimde 184 lira 29 kuruşa alır olduk.
Yoksullukta eşitlik
Araştırmaya göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı ya da bilinen adıyla açlık sınırı 13 bin 684 liraya yükseldi. Böylelikle açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makas 2 bin 282 liraya çıktı.
7 bin 500 lirayla en düşük emekli aylığı alan yaklaşık 8 milyon emekli ise açlık sınırının yarısı kadar bir para ile hayata tutunmaya çalışıyor.
Aynı araştırmaya göre gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarını yansıtan yoksulluk sınırı da 44 bin 573 lira çıktı.
Yani aslında hükümetin 5 bin lira vermek için bile çalışan çalışmayan diye ayırdığı emekli, yoksulluk ve açlıkta eşitlenmiş görünüyor ne yazık ki…