Bu yıl malum, seçimler yılı. Hindistan’tan Fransa’ya, Birleşik Krallık’tan İran’a seçimler sonuçlandı, ama siyasi istikrardan söz etmek çok güç. Hâlâ önümüzde pek çok seçim var ve tabii herkesin gözü ABD seçimlerinde…
Küresel gerilimler, savaşlar, darbeler, suikastler sürecinde piyasanın yönü
Fransa bir hükümet krizi içinde, ABD karmakarışık, üzerine bir de Donald Trump’a yönelik suikast girişimi üzerine tüy dikti! Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze işgali sürüyor. Yeni savaşların çıkma ihtimali de artıyor.
Üretim süreçlerinde büyük bir dönüşüm kapıda, bir yandan yapay zekadaki gelişmeler diğer taraftan robotların üretimde artan gücüyle, üretimden pazarlamaya, istihdamdan kredi piyasasına her şey dönüşümün eşiğinde… Ve çok sancılı olacak!
VERİLER MAKYAJLIYSA DOĞRU YATIRIM KARARI ALINAMAZ Kİ!
Küresel enflasyon sürecinden çıkıp çıkmadığımız netlik kazanmış durumda değil. Küresel rezerv para olan dolar eskisi kadar etkin değil. Çin Halk Cumhuriyeti ekonomisi ciddi sorunlarla boğuşuyor. Yani çoklu bir belirsizlik ağı, gerilimler atmosferinde gelişiyor. Türkiye ekonomisi ise belirsizliği, dalgalanmaları koyun bir köşeye, resmi kurumların açıkladığı verilerin manipüle edilmesiyle yüzleşiyor.
BORSA BİREYSEL YATIRIMCININ CANINI BİR KEZ DAHA YAKABİLİR
Böyle bir ortamda yatırım kararı almak ve yanılma riskini bertaraf etmek çok güç. Söz gelimi, eğer ki bireysel yatarımcıysanız, Borsa İstkanbul’a yatırım yapıp rahat uyuyabilir misiniz? Hiç sanmıyorum, borsanın derinliği yok, yabancı yatırımcı sayısı hâlâ çok sınırlı, onlar da kısa vadeli yatırım yapıp kâr realizasyonu fırsatı çıkar çıkmaz anında satışa geiyor.
Spekülasyon ve manipaülasyonlara çok açık bir borsamız var ve daha geçen yıl iki tane büyük ‘keriz silkelemesi’ yaşandı. Demek ki, bireysel yatırıkmcı eğer ki söylentilere kulak verip yüksek kazanç peşinde koşuyorsa, borsadan kesinlikle uzak durmalı, kesinlikle kaybeder.
Hele ki bu seviyelerden alım yapmak çok mantıklı değil, çünkü kapıda durgunluk var. BIST 100 endeksi hâlâ bu seviyelerde tutunabiliyorsa, bunun sebebi kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımları ve CDS’in (kredi risk primi) önemli ölçüde düşmüş olması… Başka bir rasyonel neden yok. Fonların getirileri de enfasyonla yarışacak gibi değil…
GERÇEK ENFLASYONA DİRENECEK MEVDUAT FAİZİ HENÜZ YOK
TL mevduat faizleri bırakın gerçek enflasyonu, makyajlı TÜİK enflasyonunun bile altında… Yani mevduata para yatırmak, enflasyon karşısında sizi savunmasız bırakıyor. Peki ya yabancı para cinsinden mevduat?..
Aynı şey geçerli, TL döviz karşısında gereğinden fazla değerli, ihracatçılar her fırsatta, “Bu kurlarla ihracat yapmakta çok zorlanıyoruz, dolar en az 37 TL olmalı” diyorlar. “40 TL” demek istiyorlar da, diyemiyorlar. Anlaşılacağı üzere, yabancı para cinsinden mevduata yatırım yapan da kazanç elde edemiyor.
ALTIN: ZOR ZAMANLARIN KLASİK YATIRIM ARACI
Geriye kalıyor, belirsizlik ve gerilim dönemlerinin klasik yatırım enstrümanı olan altın, siz buna başta gümüş olmak üzere diğer değerli metalleri de ekleyebilirsiniz. Hemen uyarayım, gümüşe kısa vadeli yatırım yapmak iin emtia piyasalakrını ok iyi takip etmek zorundasınız, kısa vadeli yatırımcıysanız denemeyin.
Ancak, altın son bir yıldır dalgalı, ama hep yukarı yönlü bir hareket izlese de, onun da getirisi enflasyonun toksik etkisiyle eriyor. Yine de en azından bir sürprizle karşılaşmamak ve rahat uyuyabilmek için en doğru adres altın.
Avrupa Merkez Bankasının ilk faiz indirimini yaptığını, aralıklı indirimlere devam edeceği, Fed’in ise bu yılın sonunda tek bir politika faizi indirimi yapmak yerine, belki eylülde ilk indirimi yapma ihtilmalinin doğması, altını biraz daha avantajlı kılıyor. Tabii faiz indirimleri demek, hangi ülkede yapılırsa yapılsın, o ülkenin para birimlerinin değerinin azalması demek.
Bu yılın sonuna doğru artık bollaşan dolar ve Euro’dan söz edeceğiz. Yani ‘güçlü dolar’ dönemi son bulacak. Tek avantaj bu değil, küresel siyasi gerilimler artacak ve belki yeni savaşlar çıkacak. İşte bu ortam, altının en sevdiği ortam! Ons altın bugün itibarıyla, bu yazı yazılırken 2,410 dolar seviyelerindeydi.
Fed’in faiz indirimiyle 2,600 dolarları test etmesi mümkün, sonrasında da önü açık. Doğu Avrupa’da ya da Güneydoğu Asya’da çıkacak olası bir savaş söz konusu olursa 3,000 doları geçmesi işten bile değil.
KRİPTO PARA: YA YÜKSEK KAZANÇ YA DA BÜYÜK KAYBETMEK İÇİN!..
Kripto paralara gelince… Türkiye’de bu yatırım aracına biraz teenager’ların İddaa kafasıyla yaklaşıldığını söylemek mümkün. Yüksek kazan imkânı var tabii, son bir ayı incelemek yeterli… Düşüşten yükselişe çok hızlı geçiyor. Bitcoin 60,000 doların altına inmişken,
Trump suikastinin ardından tekrar sıçradı, şu sıralar 63,000 dolara doğru gidiyor. Sebep, Trump’a suikast girişim sonrasında, başkan olma ihtimalinin zirve yapması ve Trump kripto paralara olumlu yaklaşan bir lider adayı. Kripto paraların seyrini klasik göstergeler üzerinden değerlendirmek hâlâ güç… Çok paranız varsa ve soğukkanlı bir yatırımcıysanız deneyin, yoksa uzak durun!