“…düşman değiliz sonuçta..”

“…düşman değiliz sonuçta..”

“keşke olsaydık, böylesi çok daha kolay olurdu…”

neden? çünkü: “ayrılıklarda büyük bir hayal kırıklığındansa büyük bir nefret daha iyidir.”

tırnak içi alıntılar benden..

bilirsiniz; tırnak içi çok acıtır.. orası çok hassastır.. bir şey sokulmaya görsün, gözünüzden yaş gelir..

“tırnak içi”ne yazılanlar bu yüzden önemlidir.. “vurucu” ve “acıtıcı” olmalıdır..

Woody Allen’ın hala tanımlanmamış bir ustalıkla kotardığı 2008 yapımı “Vicky Cristina Barcelona”sında bir aşk üçgeninin tüm paydaşları mevcuttur. Hani, gazetecilikte 5N1K kuralı vardır ya, burada da mutsuzlukla sonuçlanmaya mahkum bir üçgenin 3 köşesi hazırdır.. İki kadın, Vicky ve Cristina.. Yer? Barcelona.. Ve Juan.. Çekici İspanyol her ikisini de baştan çıkarırken sahneyi 3. bir kadın devralır:  Maria..  geçmişten gelen, ya da geçmişten kalan!

e hani üçgendi,

İç açıları eşit bir üçgen olacaktı?

film şunu der: Açıların eşit olması mühim değil, aşk asimetriktir, dengesizliktir, dengesizlik halidir. Dengesizin değil, dengesizliğin kazandığıdır..

“entropi aşk’ta daima kazanır..” Film de böyle ilerler zaten.

Vicky ve Cristina, Juan’dan etkilenirken, geçmişten gelen “hayalet” Maria dümene geçer..

Juan’ı en iyi o tanır ve aralarındaki aşk henüz bitmemiştir. Bizzat Maria’nın sözleriyle “çünkü yarım kalmıştır”..

kavga ederler, sonra sarılırlar.

Vicky ve Cristina artık sadece seyircidir. Kendi Barcelona masallarında figürana dönüşmüşlerdir.. Cristina’da kontrolü kaybetmeye hazır Scarlett Johansson, Vicky’de kontrolü temsil eden Rebecca Hall,

Şaraplı gecelerin uslanmaz romantiği Juan’da Javier Bardem

ve Maria’da Oscar getiren performansıyla Penelope Cruz.. bir aşk üçgeni olacakken, iki kadın aynı adama aşık olmuşken, geçmişten gelen bir hayalet’in tüm rolü çalması. Klasik romantik anlatı’da bile asimetrik bir durumdur..

Aşk üçgeni kendisi bir asimetriyken

üçüncü ve “baskın”(anaç?) bir karakterin denkleme girmesi, durumu ikiden alıp üç bilinmeyenli denkleme yükseltir.. böylesine bir asimetri, kuşkusuz kaçınılmaz ve büyük ölçüde hovardalıkla o üçgenin “iç acılarının toplamı”dır.. Çünkü böyle bir asimetri masallarda değil ancak gerçek hayatta olur..

Masalların bize öğrettiği

-eğer yarısında uyuyakalmazsak-

mutlaka mutluluğa açılan bir ders olmalıdır. Oysa gerçek hayatta karşılaştığımız asimetrik duygu denklemlerinde

ders çıkarmaktan çok yakınmayı seçeriz. Kontrolümüzdeymiş gibi denklemi çözmeye çalışırız.. İki kişi arasında ilişkiyi bitiren bir denklem basit gibi görünebilir ama onu bile çözemeyiz.

Sonuçta belki de şunu anlamalıyız:

“Tırnaklarımızı karşımızdakine geçirmeden önce tırnak aralarını iyi okumalıyız..” “İç acılar”,  geçmişin travmalarının yol açtığı “bağlanma problemleri” simetriyi bozmuştur. Belki de sırf bu yüzden en az birimiz, ilişkiyi “sabote” ederiz. Üstelik bunu bilinçli yapmayız. Hepimiz, “Tırnak içi acımasın” diye aklınca(?) bizi korumaya çalışan bilinçaltımızın esiriyiz..

Bilinçaltı aklınca bizi korur..

Yaşananları özgür irademizle şekillendirdiğimizi her düşünüşümüzde Freud gülümser. Bilinçaltımıza rağmen denklemi çözmek imkansızdır.. Beyin, kontrol edemediği bir şoföre nereye gitmek istediğini söyler. Oysa şoför kendi rotasını çizer..

Ama belki de

çok az, çok az ama

bir umut vardır..

Sürüklendiğimiz yolu anlayamasak bile bizim için doğru veya yanlış olduğunu hissedebiliriz.. Anlamak, kontrol ve çözmek yerine “his”? “masalsı” bir dokunuşla bitirelim:

insan aklı bu asimetreleri çözemez

ama belki kalbi, sahip olduğu tek silah olan “his”le çözebilir..

çünkü yanlış düşünebilirsin

ama asla yanlış hissedemezsin..

Orkan Şancı

Paylaş

Son Yazılanlar

Dijital içeriklerin gastronomiye etkisi

Gastronomi, bir yandan kadim geleneklere ve yerel tatlara dayanırken diğer yandan sürekli yeniliklerle şekillenen dinamik bir alan. Bu hızlı değişimin önemli bir ayağını, hiç şüphesiz

Gastronomide geleceği şekillendirmek

Turizm, gastronomi ve ağırlama sektörleri, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan dünyada çok önemli bir yer tutuyor. Bu alanlar, hem yerel kültürlerin korunmasını hem de

Bu resimlerde herkesin duygusu saklı

Bilinçdışı renklerle konuşuyor. “Bazı organik meseleler” Ressam, oyuncu ve iç mimar Melis Babadağ, “bazı organik meseleler” isimli ilk kişisel resim sergisini The Art Capsule Gallery’de

Edebiyat ve popüler kültür

Popüler kültüre hapsolmuş en popüler davranışlardan biri nedir diye sorsanız, hiç düşünmeden popüler kültüre küfretmektir, derim. Sondaki lafı başta söyledim ama mevzunun özeti bu sevgili

Tarihin en eski rehberi olan genetik

Son dönemde ne kadar çok duyar olduk değil mi ? DNA artık kulağımıza eskisi kadar uzak gelmese gerek. Sahi uzak mıydı ki, bizler genetik parçacıklar

Emlak işletmeleri sosyal medyadan mahrum

2025 yılı emlak sektörü için yeni kararlarla başladı. ⁠1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla, sadece kiralık taşınmaz ilanları için, “Yetki doğrulaması yapılmadan ilan verilemeyecek” şekilde karar

Gıdada gelecek için yol haritası

Aralık ayında yayımlanan ve Sodexo ile Harris Interactive iş birliğiyle gerçekleştirilen İkinci Uluslararası Sürdürülebilir Gıda Barometresi, 7 binden fazla kişinin katılımıyla sürdürülebilir gıda sistemine geçişin