Ruhsal durumumuz için tavsiyeler

Tüm ülkeyi derinden sarsan iki depremin ardından birçok vatandaşımızı kaybettik ve bini aşkın yuva yıkıldı. Deprem bölgesinde çok sayıda kişi hem fiziksel hem de psikolojik travmalar yaşarken, bu dönemde çevremizdeki her bireyin de psikolojisinin olumsuz etkilendiğini görebiliyoruz.

Pek çok insan son dönemlerde uyuyamadığından, sürekli deprem oluyor hissi yaşadığından, sevdiklerini kaybetme korkusunu içinden atamadığından söz ediyor ve bu durumla nasıl mücadele edeceğini bilemeyebiliyor, başkaları acı çekerken güvende oldukları için suçluluk veya utanç duyuyorlar.

Psikoloji dünyasına yeni bir bakış açısı katan, Enneagram Kişilik Modelini temel alan ve yapay zekaya başarıyla taşıyan bitest’in uzman psikologları deprem sonrası yaşadığımız travmayı anlamlandırma ve onunla baş etme yollarını sıraladılar.

Duyguları paylaştıkça mücadele gücü artar

Birçoğumuzu uykusunda yakalayan bu türden devasa bir doğal afet sonrası travmatik deneyimler yaşanması oldukça beklendik bir sonuç. Doğrudan kendimizin ya da yakınlarımızın depremden etkilenmesi dolayısıyla sıradan gündelik yaşamda beklenmeyecek tepkiler vermek doğal bir insan davranışı.

Aşırı uyku ya da aşırı uykusuzluk, ani duygu değişiklikleri, aşırı karamsarlık ve mutsuzluk hali, çevreden soyutlanma, dalgınlık, dikkat dağınıklığı, tepkisizlik, aşırı iştahlı olma ya da neredeyse tamamen yemeden içmeden kesilme, aşırı enerjik olma ya da aşırı yorgun hissetme, aşırı öfkeli olma, saldırgan ruh hali..

Deneyimlediğimiz bu olumsuz ruh hali daha önce de belirtildiği gibi şu anda içinde bulunduğumuz olağanüstü koşulların bir sonucu. Zamanla hafifleyecek ve sonlanacak.

Yakın çevrenizle zaman geçirin

Bu süreçte hem kendi sağlığımız hem de değer verdiklerimizin sağlığı için ailemiz ve yakın çevremizle bol bol zaman geçirmeye çalışmak gerekiyor. Sosyal destek doğal afetlerden sonraki en büyük yardımcımızdır. Kendimizi zorlamadan, yaşadıklarımızı anlatmayı, sevdiklerimizle dertleşmeyi, bir yandan da onları da dinlemeyi denemeliyiz.

Bu dönemdeki duygularımızı ve hislerimizi göz ardı etmemek, yas tutmaktan kaçınmamak gerekir. Duygularımızı yaşamak için kendimize izin vermeliyiz. Hepimiz farklı biçimlerde yas tutabiliriz fakat önemli olan bu günlerde toplum olarak birbirimizi kucaklamamız, şefkat ve merhamet göstermemiz, birlik olmamızdır.

Bitest psikologları “Eğer temel ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsanız günlük hayatınızdaki rutinleri sürdürmeye gayret edin. Özbakımınızı, düzenli beslenmeyi ve uyku düzeninize dikkat etmeyi ihmal etmeyin”, diyor.

Tüm bunların yanı sıra, depremden etkilenmeyen bireyler de zor bir süreçten geçiyor. Özellikle sosyal medya aracılığıyla afet bölgesindeki insanların deneyimlerini görüyor, onlarla kuvvetli bir duygudaşlık kuruyoruz. Birinci elden benzer bir tecrübe edinmemiş olsak bile yaşananlar bize de acı veriyor, duygularımızı ve düşüncelerimizi etkiliyor.

Kimi zaman gündelik yaşamdaki işlevselliğimizi etkiliyor. Toplum olarak süreci yakından takip ettiğimiz bu dönemde birçok kişinin travma tepkilerine benzer tepkiler vermesi beklendik ve olası bir durumdur. Beslenme sorunları, aşırı öfke ya da aşırı tepkisizlik, yoğun suçluluk duygusu, uyku sorunları, yoğun kaygı gibi benzeri tepkiler birçoğumuzda kendini gösterebilir.

Eğer bu durumlarla başa çıkmakta zorlanabileceğinizi, sizin için ağır olabileceğini düşünüyorsanız hassas ve travmatik görüntülerden kaçınmanız gerekebilir. Hem sosyal medya hem de geleneksel medya üzerinden çok yoğun haber içeriğine maruz kalmanın herkes için kolay olmayacağı son derece kabul edilebilir bir durumdur.

Ailenizle ve sevdiklerinizle beraber bol bol zaman geçirmek, karşılıklı olarak birbirinize sosyal destek sağlamak böyle bir zamanda bir numaralı yardımcınız olacaktır. Hem onları dinlemekten hem kendi duygu ve düşüncelerinizi onlara anlatmaktan kaçınmayın. Duygularınızı paylaştıkça mücadele gücünüz de artacaktır.

Bu süreçte özbakımınızı aksatmamanız çok önemlidir. Çoğu kişi farkında olmasa da uyku, beslenme, hareket düzeyi gibi faktörler ruhsal sağlığımız üzerinde yüksek etkiye sahiptir. Halihazırda psikolojik olarak zorlayıcı bir zaman diliminden geçerken bunun üzerine özbakımınızı da ihmal etmeniz ekstra zorlayıcı bir faktör olacaktır. Özbakıma ek olarak gündelik rutinlerinizi aksatmamanız ve sürdürmeniz de önemlidir.

Son olarak depremden birinci dereceden etkilenen kişilerle iletişim kurarken anlatan kişi olmaktansa iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin. Yaşadıklarını, duygularını ve düşüncelerini sizinle paylaşması kendisi için iyileştirici bir eylem olacaktır. Fakat kişi böyle bir paylaşımda bulunmak istemiyorsa, konuşmaktan kaçınıyorsa onu konuşmaya zorlamamalı ve zaman tanımalısınız. Sizinle konuşmayı seçtikleri zaman ise yargılayıcı ve suçlayıcı ifadelerden kaçınmalı, her koşulda destek olacağınızı göstermelisiniz.

 

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Gastronominin Kalbi Antalya’da Attı

Her yıl olduğu gibi bu yıl da FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’nde moderatör olarak yer almak, benim için büyük bir keyifti. Üç gün boyunca Karaalioğlu

Emlakta ceza sistemi vatandaşı yordu

Serbest piyasa ekonomisi, ‘Malımı istediğime istediğim fiyata satarım’ devri kapandı. Bakanlık yüz binlerce tapulu ev için yazı göndermeye başladı. Maliye, mülkünü yakın zamanda satan mülk

Olmayacak dua, 1.5°C’lik sıcaklık artışı

Dünya 3.1°C’lik ısınmaya doğru hızla ilerlerken, şirket yöneticileri iklim hedeflerinin doğrulanması için, işletmelerinin 1.5°C’lik bir hedefle uyumlu olduğunu göstermeleri gerektiğini fark ettiler. Ancak bu farkındalık

Akdeniz kıyısında saklı miras Lazkiye

Güney Komşumuz Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki önemli şehri Lazkiye Son günlerde adını sıklıkla duyuyorsunuz. Şimdiye kadar hep olumlu güzel sıfatlarla anıyorduk komşumuz Suriye ‘yi. Çok kültürlü,

Geleceğin Mutfağı Geçmişimizden Geliyor

Bugünlerde küresel ölçekte derinleşen ekonomik dalgalanmalar, ekolojik dengesizlikler ve tarımsal üretimdeki zorluklar, hepimizi derinden etkiliyor. İklim krizinin tetiklediği beklenmedik hava olayları, gıda üretimini sekteye uğratırken,

Mayıs Salıncağında Uçmak

Pencereden başımı çıkarıp içime çektiğim derin soluğun, gözümü kapatınca tenime dokunan havanın, seslerin, bulutların, birbirinin gölgesinde gezinen yaprakların kendi halleri içinde, olanca endamlarıyla kendimi iyi

Girit’ten Side’ye dostluk festivali

Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular. ‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından,

Enginarın Bereketi, Gastronomi Şöleni

Geçtiğimiz hafta Ege’nin incisi Urla, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sadece bir ilçe festivalinin çok ötesine geçen bir gastronomi şölenine ev sahipliği yaptı. 24-27 Nisan tarihleri

Mevsimin Tadı Yarının Umudu

Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı, çevresel dengeyi koruma ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma amacıyla her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, geleneksel tarım

Gastronomi ve Mitolojik Öyküler

İlkbaharla beraber doğanın bu masalsı dönüşümünü, ağaçların yeşermesini, çiçeklerin açmasını, mevsimin tatlarını, lezzetlerini ve mis kokulu ilkbahar günlerini hep beraber yaşıyor ve kutluyoruz. Masalarımız taptaze