Ayvalık, Ege’nin incisi, zeytinyağının altın sarısı damlalarıyla bezeli bir sahil kasabası.
30 Mayıs – 1 Haziran 2025 tarihlerinde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde ilk kez düzenlenen Ayvalık GastroFest, bu kasabanın yalnızca bir tatil beldesi olmadığını, aynı zamanda bir gastronomi mabedi olduğunu kanıtladı.
Ayvalık Belediyesi’nin öncülüğünde, Sözen Group’un içerik organizasyonu ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle hayata geçen festival, bir lezzet şöleninden çok daha fazlasını sundu.
Gastronominin yalnızca damakla değil, tarihle, kültürle, doğayla ve insanla kurduğu derin bağları gözler önüne serdi.
Festival, Ayvalık’ın ruhunu yansıtan bir ayna gibiydi.
Zeytinyağı, deniz ürünleri, mezeler ve otlar; bu toprakların bereketini anlatan bir hikâyenin kahramanları oldu.
Papalinadan lor tatlısına, tescilli sepet peynirinden Ege’nin eşsiz mezelerine kadar uzanan bir yelpaze, ünlü şeflerin elinde yeniden hayat buldu.
Volkan Bekit, Süreyya Üzmez, Hazer Amani gibi isimler, panellerde ve atölyelerde yalnızca yemek pişirmedi; bir kültürü, bir yaşam biçimini paylaştı.
Bu, gastronominin yalnızca tüketim değil, aynı zamanda bir paylaşım sanatı olduğunu hatırlatan bir deneyimdi.
Ayvalık GastroFest yerel üreticilerin ve kooperatiflerin de sahnesi konumundaydı.
Ayvalık’ın öne çıkan markaları ve üreticileri kurdukları stantlarda ürünlerini sergileyerek bölgenin tarımsal zenginliğini vurguladı.
Slow food sunumları ve coğrafi işaretli ürün köşeleri, sürdürülebilirliğin ve yerel kimliğin önemini fısıldadı.
Festival aynı zamanda bir farkındalık hareketiydi ve yerelin evrensele uzanan yolculuğunu bizlere anlatı.
Ayvalık’ın zeytinyağı ve deniz ürünleri, yalnızca bir mutfak malzemesi değil, birer kültürel elçi olarak uluslararası sahnede yerini aldı.
Festivalin kalbi Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde bir araya gelen gastronomi meraklıları, şefler ve turistler Ayvalık’ın misafirperverliğini deneyimledi.
Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen’in açılış konuşmasında vurguladığı gibi, Ayvalık, Ege’nin gastronomi merkezi olmaya aday.
Bu vizyon, festivalin her detayında hissedildi: Canlı müzik performansları, film gösterimleri ve paneller, lezzeti yaşam kültürüyle harmanladı.
Ayvalık GastroFest gastronominin yalnızca yemek ile ilgili olmadığını bir bölgenin tarihini, coğrafyasını ve insanını anlatan bir dil olduğunu herkese kanıtladı.
Zeytinyağının kadim yolculuğu, denizden sofraya uzanan balıkların hikâyesi, otların doğayla uyumu; hepsi festivalde birer anlatıya dönüştü.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in sözleri, bu ruhu özetliyordu: “Bu festival, Ayvalık’ın sadece damaklara değil, ruhlara da dokunan bir yaşam kültürünü dünyayla paylaşacak.”
Festival, bu vaadi gerçekleştirdi; yerel mutfağı küresel bir sahneye taşıyarak Ayvalık’ı bir gastronomi destinasyonu olarak konumlandırdı.
Ancak Ayvalık GastroFest’in asıl gücü, onun kapsayıcılığında yatıyor.
Festival, yalnızca elit bir gastronomi topluluğuna değil, her yaştan ve her kesimden insana hitap etti.
Çocuklar için düzenlenen etkinliklerden, yerel markaların stantlarına; şeflerin atölyelerinden, müzik performanslarına kadar her an, bir bağ kurmayı amaçladı.
Bu, gastronominin birleştirici gücünü ortaya koydu; yemek, insanları bir sofrada buluşturdu, hikâyeler paylaşıldı.
Ayvalık GastroFest adeta geçmişi geleceğe taşıyan bir köprü oldu.
Yerel mutfağın sürdürülebilirliği, kültürel mirasın korunması ve turizmin canlanması; hepsi festivalin ruhunda birleşti.
Festival gastronomiyi bir kültür, bir kimlik, bir yaşam biçimi olarak ele aldı.
Yerel tatların evrensel bir dilde konuşmasını sağladı.
Bu üç günlük lezzet yolculuğu, damaklarda tat, zihinlerde iz bıraktı.
UNUTMAMAMIZ GEREKEN GERÇEK
Sürdürülebilir bir dünya için bireysel beslenme alışkanlıklarımızda yapacağımız küçük değişiklikler bile büyük fark yaratır.