Kadın emeğinin gastronomiye yansıması

Senelerdir severek yaptığım iş gastronomi yazarlığı ve bunun gibi yeme içmeye, damak tadına ilişkin konulardaki  etkinlikler. Resmi bir tanımı yok, verilmiş unvan da  değil. Sadece  ilgi duyduğum, zevk aldığım bir  konu.

Ancak, gastronomi, sadece yeme-içme sanatı da değil, aynı zamanda bir kültür ve yaşam tarzıdır. Farklı coğrafyaların kendine has lezzetlerini, yemek yapma tekniklerini ve sofra adabını inceleyen bu alan, insanoğlunun damak tadı yolculuğunu anlamaya da rehberlik eder.

İşte tam bu tanımlamaya çok uygun bir fırsat karşıma çıktı. Anadolu’nun bir çok yöresinden toplanmış iğne oyaları koleksiyoncusu Emine Semra Erkan’la tanışmam.

Koleksiyon konusu Anadolu’nun kadim topraklarında gelmiş geçmiş pek çok medeniyetin de izlerini taşıyan Anadolu kadınlarının elleriyle hayata geçirdiğii ince, zarif, renkli bir el sanatı iğne oyalarımız… Üzüm salkımı, nar, karanfil gibi sebze, meyve motifleri, kimi zaman sevgi ve mutluluğu, kimi zaman özlem ve hüzünü dile getirir.

Emine Semra Erkan, kokartlı tercüman rehber. Son zamanlarda bu mesleği fiilen icra etmiyor. Kendi tabiriyle “Erken emekli olmayı yeğledim“ diyor.

İstanbul doğumlu, konuştuğu lisanların sayısı altı. Ama çok mütevazı.  O, “sadece altı “ diyor.

Çok renkli, çok sevimli, neşeli, tabiri caizse ”hayat dolu “bir kişi.

Çalışma hayatının başlangıcında Denizyolları Dış Hatlar gemilerinde ve Almanya Bonn’daki elçiliğimizde geçen seneleri var. Ondan sonrası Anadolu’muzu tüm turistik özellikleri, çok  renkli kültürü ile yabancılara tanıtmakla geçmiş.

Önceleri bu gezilerde keşfettiği oyalı yemenilere ilgisi artmış, incelemeye briktirmeye başlamış. Bu arada annesinin ona bıraktığı antika objelerin satıldığı dükkan devreye girmiş.

Erkan, “Fakat yaptığım işin ne denli önemli olduğunu komşum Sabiha Tansuğ sayesinde fark ettim. Bir gün elimdeki oyalı yemenileri  uzun uzun inceledi ve “ Bunları yazmalısın“ diye anlatıyor ve devam ediyor, “O zaman sormaya, soruşturmaya araştırmaya, bu konuda daha çok bilgi edinmeye öğrenmeye başladım.

-O konuyu  öğrendikçe İlginiz artıyor, meraka dönüşüyor sonunda hayranlıkla bitiyor. Çoğumuzun farkına varmadığı, genelde köylü kadınların başında, daha modern giyimli bazı kadınların boyunlarındaki yemenilerin etrafındaki oyaların nelerin şeklini, nelerin rengini  ifade ettiğini, neleri anlattığını bilmiyorsunuz. Öğrendikçe böylesine bir sanatın sabırlı ellerin  yaratıcı zekanın ürünü olduğunu fark ediyorsunuz.”

İğne oyaları, küçük bir iğne ve ince iplik kullanılarak yapılan bir el sanatıdır. Her bir ilmek, sabır ve dikkatle işlenerek benzersiz bir motif ortaya çıkar. Bu oyalar, Anadolu’nun hemen her yöresinde farklı teknik ve desenlerle karşımıza çıkar.

Üzüm salkımı, karanfil,gibi motifler, kimi zaman sevgi ve mutluluğu, kimi zaman özlem ve hüzünü dile getirir.

İğne oyalarının yapımı, büyük bir sabır ve ustalık gerektirir. Anadolu kadınları, bu oyaları yaparken tüm dikkatlerini ve sevgilerini el işlerine yansıtır.

Emine Semra Erkan’ın  önüme serdiği renk renk, şekil şekil oyalar bakın neleri temsil ediyor.

Karnabahar, Patlıcan, Karanfil ( oyada karanfil dişi kullanılmış),Badem, Muz, Domates, Kiraz, Mısır, Karabiber, Karpuz, Nar, Armut, Kiraz, Kara üzüm, Asma yaprağı, Beyaz üzüm, Böğürtlen, Kızılcık, Zeytin…

Emine S.Erkan, topladığı yemenilerini yurt içinde ve yurt içinde tanıtıyor, sergiler açıyor, konferanslarda anlatıyor.

Kesin rakamı bilemiyorum. Ama 900 civarı iğne oyası diyelim. Şimdilik adına bir müzesi yok. Ancak aşağıdaki müzelerde onun için ayrılmış standlarda koleksiyondan parçaları görebilirsiniz.

Tire Kent Müzesi, Yeşilköy Kent Müzesi, Sirkeci Garı içindeki Tren müzesi, Emirgan Korusundaki Lale Müzesi, Galata Mevlevihanesi içindeki stand.

Seçilen konu meyve ve sebzeler genelde taneli ve çekirdekli. Çok çekirdek her zaman bereketin temsilcisi. Bu konuda şöyle bir yorumu var

“Datça’dan bir yemenide portakal çiçeği motifinde, hem meyve hem de çiçeği yanyana. Bana göre bu bir ikilemi temsil ediyor. Eski-yeni yaşlılık-gençlik, olgunluk – acemilik gibi. Aynı dalda temsil edilen iki ayrı olgu.

Anadolumuz ve Balkanlar, Kafkaslar gibi çevre coğrafyalarda bulunan iğne oyaları, kadınların göz nuru kadar yaratıcılığını, hayat felsefelerini ifade şeklini de yansıtıyor.

Sevim Gökyıldız

 

 

 

 

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Gastronominin Kalbi Antalya’da Attı

Her yıl olduğu gibi bu yıl da FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’nde moderatör olarak yer almak, benim için büyük bir keyifti. Üç gün boyunca Karaalioğlu

Emlakta ceza sistemi vatandaşı yordu

Serbest piyasa ekonomisi, ‘Malımı istediğime istediğim fiyata satarım’ devri kapandı. Bakanlık yüz binlerce tapulu ev için yazı göndermeye başladı. Maliye, mülkünü yakın zamanda satan mülk

Olmayacak dua, 1.5°C’lik sıcaklık artışı

Dünya 3.1°C’lik ısınmaya doğru hızla ilerlerken, şirket yöneticileri iklim hedeflerinin doğrulanması için, işletmelerinin 1.5°C’lik bir hedefle uyumlu olduğunu göstermeleri gerektiğini fark ettiler. Ancak bu farkındalık

Akdeniz kıyısında saklı miras Lazkiye

Güney Komşumuz Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki önemli şehri Lazkiye Son günlerde adını sıklıkla duyuyorsunuz. Şimdiye kadar hep olumlu güzel sıfatlarla anıyorduk komşumuz Suriye ‘yi. Çok kültürlü,

Geleceğin Mutfağı Geçmişimizden Geliyor

Bugünlerde küresel ölçekte derinleşen ekonomik dalgalanmalar, ekolojik dengesizlikler ve tarımsal üretimdeki zorluklar, hepimizi derinden etkiliyor. İklim krizinin tetiklediği beklenmedik hava olayları, gıda üretimini sekteye uğratırken,

Mayıs Salıncağında Uçmak

Pencereden başımı çıkarıp içime çektiğim derin soluğun, gözümü kapatınca tenime dokunan havanın, seslerin, bulutların, birbirinin gölgesinde gezinen yaprakların kendi halleri içinde, olanca endamlarıyla kendimi iyi

Girit’ten Side’ye dostluk festivali

Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular. ‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından,