Afrika’nın doğu yakasında, Kızıldeniz’e ve Aden Körfezi’ne kıyısı olan Cibuti Cumhuriyeti’nin başşehri Cibuti’den bir tekneyle ayrılıp, köpek balığı cinsinin yaşayan en büyük örneği, aynı zamanda da okyanusların en büyük balığı olan balina köpek balıklarının bulunduğu bölgeye gidiyoruz. Teknede dünyanın dört bir yanından gelmiş, benim gibi bu dev balıklarla birlikte yüzmeye can atan maceraperestler bulunuyor.
Şaşırtıcı Fiziksel Özellikler
Teknede verilen brifingde bu dev balıklarla ilgili detaylı bilgi ediniyoruz. Geniş bir beden, yassı bir kafa, o büyük cüsseye nispeten küçük bir beyin, ucu kesik, kısa bir burun, çok geniş bir ağız ve kuyruğa doğru incelen bir vücut yapısına sahipler.
Yassı kafalarının her iki yanında yer alan gözleri onlara yaklaşık 360 derece görüş açısı sağlasa da burunlarının dibinde ve kafalarının hemen arkasında göremedikleri birer ölü nokta mevcut. Diğer köpek balıkları gibi kıkırdak yapıdan oluşan hafif ve esnek bir iskelet yapısına sahipler. İki adet sırt yüzgeci, sağ ve sol taraflarında 5’er adet solungaç aralıkları var.
Yaklaşık 300 kadar dişi bulunan bu balıkların dişleri oldukça küçük, sanki zımpara kağıdının pürüzlü yüzeyi gibi. Mavimsi gri veya kahverengi olan gövdesinde küçük benekler ve beyaz-sarı ince, dikey çizgiler bulunan bu büyük balıkların gövdelerinin alt kısmı beyaza yakın açık renkli. Bu devasa balıkların sırtlarındaki çizgi ve puanlar sanki insanların parmak izleri gibi tek ve birbirini tutmuyor. Koyu renkli sırtları ve sırtlarındaki puan ve çizgiler sayesinde karanlık ve bulanık sularda o koca cüsseleriyle bile çok kolay kamufle olabiliyorlar.
Bu iri cüsseli balıklar, beslenmek amacıyla genellikle su yüzeyine yakın yüzdükleri için tüple dalış yapmamıza gerek kalmıyor. Şnorkellerimizi takıp, paletlerimizi kuşanıp bekliyoruz. Balıklar tekneye yaklaşır yaklaşmaz teker teker suya atlıyoruz. Sudaki yoğun (*) planktonlardan ötürü görüş mesafesi hayli düşük olunca bana doğru yaklaşmakta olan balığı aramızda 3 metrelik mesafe kalana kadar fark etmiyorum.
Ağzını fırın gibi açmış bana doğru gelen devasa balık ile burun buruna geldiğim an ani bir refleks ve çabuk bir palet hareketiyle kenara çekiliyorum, fakat köpek balığı ailesine mensup olsa da zararsız olduğunu bildiğim bu iri cüsseli balıktan korkmuyorum. Bu dev boyutlu hayvanları gördüğümüzde ne yapmamız ya da ne yapmamamız gerektiği konusunda bize verilen talimatlara kelimesi kelimesine uyuyorum. Bu barışçıl hayvanları dokunmak ve rahatsız etmek yasak. Ağzına 3 metre, bedenine ve kuyruk kısmına 4 metreden fazla yanaşmıyorum.
Okyanusların Devi ile Hatıra Fotoğrafı…
Çevremde yaklaşık 10’ar metre boyundaki ergenliğe yeni ulaşmış balina köpek balığı popülasyonunun artmasıyla kendimi dev bir akvaryuma düşmüş hamsi gibi hissediyorum. O dönemde Atlas Çocuk Dergisi’ndeki köşemde yayımlanacak olan “Okyanusların Devi” yazım için konu mankenlerimle birlikte bir fotoğraf karesinde poz verebilmek amacıyla peşlerine düşüyorum. Biri altımdan, diğeri sağımdan, bir diğeri ise solumdan geçip gidiyor. İri cüsseli olmalarına rağmen koskoca kuyruklarının bir hareketiyle benden hızlı yüzüyorlar.
Az ilerideki hareketsiz suyun yüzeyine dikey bir şekilde duran balina köpekbalığı ağzından giren sudaki planktonları solungaçlarından süzerek besleniyor. Onun derdi ne balıklarla ne de insanlarla, onun amacı her sene kasım ayında geldiği Cibuti sahilinde maksimum planktonla beslenerek iyice güçlendikten sonra şubat ayında plankton yoğunluğunu takip ederek Afrika’nın güney ucuna doğru yol almak.
Asalak Balık Remoralarla Ortak Yaşam…
Balina köpek balıklarıyla ortak bir yaşama sahip olan, beslenmekten başka derdi olmayan diğer bir balık türü ise remoralar. Suda geri geri kayabilen, ayrıca kıvrımlı şekilde yüzen ve bu yüzüş stiliyle en iyi yüzen balık ünvanına sahip olan, maksimum 90 santime uzunluğa kadar büyüyebilen, kimi zaman küçük botlara, manta vatozlarına, balinalara, köpek balıklarına, kaplumbağalara yapışan ve bu balıkların derilerinde bulunan parazitlerle beslenen asalak balık remoralar bu sefer de balina köpek balıklarının karın bölgesini mesken tutmuş, hem yüzüyor hem de besleniyorlar. Dev balıklarla suyun içinde bir saat nasıl geçiyor hiç anlamıyorum.
Tekneye hemen dönmeye hiç niyetim yok. Aklımı başımdan alan okyanusların devlerini planktonlarla baş başa bırakıp, Kızıldeniz’in o eşsiz deniz altı yaşamına doğru palet çırpıyorum. Rengarenk sayısız balığın, mercan resifleri ve envai çeşit deniz canlısının yaşam sürdüğü sessiz ama muhteşem bir dünya kapılarını ardına kadar aralayarak beni içine kabul ediyor.
Kaçak Balıkçılık
Hayvanlar aleminin en nazik hayvanları olarak da anılan bu balıkların yanlarına korkusuzca yaklaşılabilir olmaları nedeniyle nesillerinin tehlike altına gireceği söyleniyor. 100 yaşına kadar yaşam sürebilen balina köpek balıklarının günümüzde nüfus sayıları bilinmiyor. Bunun ana nedeni olarak kaçak avlanma neticesinde bu zararsız balığın popülasyonunda yaşanan hızlı düşüş gösteriliyor. Raporlara göre sadece bir yılda 1000 kadar balina köpek balığı Hindistan’daki üç balıkçı kasabası balıkçıları tarafından avlanmış. Filipinler’de bu rakamın daha da yüksek olduğu düşünülüyor. Eskiden yaşam alanları olarak kayda geçmiş olan bölgelerde artık balina köpek balıklarına rastlanmaması bunun en önemli göstergesi.
Milyonlarca yıldır yaşadıkları bilinen balina köpek balıklarıyla ilgili ilginçtir ama günümüzde hâlâ birçok bilinmeyen var. Ben size bilinenlerden bahsetmek istiyorum.
Bilimin Işığında…
Balina köpek balıklarının ilk olarak yaklaşık 200-146 milyon yıl önce, Jura Dönemi’nde görüldükleri tahmin ediliyor. Bu dönemde yeryüzünde kutupların büyük bölümünde buzul yoktu ve okyanuslar kıtaların büyük bölümünün üzerini örtmüştü. Jura Dönemi’nde sürüngenlerin ezici üstünlüğü olsa da ilkel memeliler bu dönemde gelişme ve çeşitlenmelerine devam ettiler.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin güneyindeki Masa Koyu’nda 1828’de, o tarihe kadar hiçbir bilimsel kayıtta yer almamış olan iri bir balık tespit eden İskoçyalı tıp doktoru, hayvan bilimci ve doğa tarihçi, araştırmacı Andrew Smith bu balık türüne Rhiniodon Typus adını vermiş. Ancak yazım hatası nedeniyle bu ad literatüre Rhincodon Typus olarak geçmiş. Köpekbalığı familyasına dahil olan bu balık cinsi iri cüssesi de göz önünde bulundurulduğunda halk arasında balina köpek balığı olarak anılmaya başlamış.
Günümüzde yaşayan en büyük köpek balığı ve en büyük balık ünvanına sahip olan, çağımıza kadar ancak bir cinsinin ulaştığı balina köpek balıklarının 58-35 milyon yıl önce, Eosen Dönemi’nde üç değişik türünün yaşam sürdüğü biliniyor.
Beslenme Tarzı
Ağızlarından içeri giren deniz suyunu süngere benzeyen bir filtre sistemine sahip olan solungaçlarından dışarıya veriyorlar. Böylece her gün tonlarca plankton, diğer küçük deniz hayvanı ve küçük balığı filtreleyerek yüksek gıda ihtiyaçlarını gideriyorlar.
Yaşam Alanları
21 ila 25 °C su sıcaklığını tercih ettikleri için dünyanın bütün tropik ve yarı tropik sıcak denizleri onların yaşam alanları. Özellikle Pasifik Okyanusu, Atlantik ve Hint Okyanusu’nda görülen bu balıklar genellikle 30 derece kuzey paraleli ile 30 derece güney paralelinde bulunan okyanuslarda yaşam sürüyorlar. Okyanustaki sıcak hava akıntılarını takip ederek Güney Afrika ve Yeni Zelanda gibi bu paralelin dışında yer alan bölgelerde de görülüyorlar. Belli başlı yaşam alanlarına örnek olarak Orta ve Güney Amerika kıyıları, Hindistan, Endonezya, Filipinler, Kenya, Malezya, Maldivler, Mauritius Adası, Avustralya, Seyşel Adaları, Güney Afrika, Tayland, Mozambik, Madagaskar, Cibuti, Bangaldeş ve Pakistan kıyıları gösterilmekte.
En Büyük Memeliler…
Bilim insanları, 1953’te Meksika kıyılarında bulunan 14 cm büyüklüğündeki yumurtaların balina köpek balıklarına ait olduğunu ve bu dev balıkların yumurtlayarak ürediklerinin kanıtlandığını düşünmüşler. Ancak 1995 yılında Tayvan açıklarında bilim insanları tarafından gözlemlenen gebe bir balina köpek balığının 300’e yakın canlı yavru doğurduğu kanıtlanmış.
Dişi balina köpek balıkları döllenen yumurtaları çatlayana kadar vücutlarında muhafaza ediyorlar. Doğum evresine gelen minik balina köpek balıklarının anne karnında yumurtalarını kırıp dışarı çıkmasıyla doğum gerçekleşiyor. Boyları 50 cm civarında olan yeni doğan yavrular doğumdan olgunluğa ulaşana kadar hızla büyüyorlar. 9-10 metre boyuna geldiklerinde ergenliğe ulaşan balina köpek balıkları üreme yaşına da erişmiş oluyor. Yavruların doğduktan sonra okyanusların 300 metre derinlerine inerek ömürlerinin ilk dönemini büyük balıklardan uzak çok derin sularda geçirdikleri tahmin ediliyor.
Sayısız Sorular, Sınırlı Cevaplar…
Whale Shark Organisation (WSO) balina köpek balıkları ile ilgili bilinmeyenleri su yüzüne çıkarmak ve nesli tükenme tehlikesi altında olan bu dev balıkları koruma altına almak için yoğun bir çaba sarfediyor.
Balina köpek balıkları nereden nereye göç ediyorlar ve neden?
Hangi bölgelerde doğum yapıyorlar?
Nüfusları ne kadar?
Jura Dönemi’nden beri yaşam sürdükleri bilinen bu devasa balıklarla ilgili bu gibi sorulara hâlâ tam cevap bulunabilmiş değil. WSO internet sitesi; www.whaleshark.org’da, balina köpek balığı evlat edinmek için ödenen minik bedel bu dev balıkları korumak ve bilinmeyenlere cevap bulabilmek için kullanılıyor.
(*) Plankton suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli oldukları varsayılsa da, denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanus bilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır.